Prof. Dr. Abdurrahim Karslı: ‘Başkanlık sistemi Türkiye’nin sosyolojik yapısına uymaz’

23 Mayıs 2018

Merkez Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Karslı Neşter.com’a yaptığı özel açıklamalarda başkanlık sisteminin Türkiye’de uygulanamayacağını belirtti.
Hukuk düzenlemelerinin bir kültür mantık işi olduğunu vurgulayan Karslı hukukun sadece bir kağıt üzerine hüküm yazmaktan ibaret olmadığını belirterek bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getirdi.

Hukuk düzenlemeleri bir kültür bir mantık işidir. Hukuk sadece bir kağıt üzerine hüküm yazmaktan ibaret değildir. Türkiye’de şu anda iki tane uç var, birincisi siyasal islam dedikleri islam ruhuna uymayan bir şey, ikincisi de Kemalizm dedikleri Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirlerinin içerisinde yer almayan bir şey… Öncelikle bu iki ucun düzeltilmesi lazım.

Gerçek Cumhuriyet ile gerçek dinlerin esası her zaman bir noktada birleşir. Çünkü her ikisinin esası da işi ehline vermek ve adaletli davranmaktır. Sistemlerin çok fazla inançla karıştırılmaması lazım, fıtrat neyi arıyorsa onu bulup onu hükme geçirmek lazım. Bugün insanın istediği de hürriyet, adalet ve yaratılışına uygun rahat bir hayat yaşamak. Düzenlemeler de bu doğrultuda yapılmalı. Son yıllarda dünyanın başına iki bela tünedi. Birincisi ırkçılık ikincisi de herkesin kendi anlayışına göre dincilik faaliyeti.

MÜSLÜMANLARIN KAYNAĞININ TEK OLMASI GEREKİR

Müslümanlar arasında şöyle bir sıkıntı var, kaynağın tek olması gerekirken herkesin Kuran’dan kendine göre bir yorum çıkarması. Bu da insanlar arasında sıkıntı çıkarıyor. İnsanların gerçek kaynağa bakmak işlerine de gelmiyor. Hürriyeti arayan sistemlerde gördüğüm iki tane kelime var, birincisi işi ehline vermek ikincisi de adaletli hüküm vermek. Bunu Türkiye’ye indirgersek; Düşünün KPSS iltimas olmasın diye bir sistem bulunmuş, yani ehli olan sınavı kazansın. Fakat şuan Türkiye’de çalınan KPSS soruları tartışılıyor. İnsanlar iş düzgün yürüsün diye bulduğu sisteme bile çomak sokuyor.”

Ülkemizde şuanda herkesin ortak istediği şeyin yeni anayasa olduğunu belirten Merkez Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Abdurrahim Karslı 1982 anayasasını beğenmeyenlerin yeni bir anayasa istediklerini belirtti.Bu konuda bile iki farklı görüşün ortaya çıkarıldığını belirten Karslı yeni anayasa hakkında şunları söyledi.

“Şuanda da Türkiye’de en çok istenilen şey yeni bir anayasa. 1982 anayasasını beğenmeyenler yeni bir anayasa istiyor. Beğenenler bile bu anayasa askeri bir anayasa değişsin diyorlar. Gerekçe ne olursa olsun Türkiye’de sivil bir anayasa yapalım. Peki nasıl bir anayasa yapalım?

Burada ise 2 görüş var. Bir görüş diyor ki bizim geçmiş müktesebatımız var, tecrübemiz var. Eksikliklerimizi tamamlayıp parlamenter sistem ile devam edelim ve yeni bir anayasa yapalım. AKP bunu dese Türkiye’de hiç bir sıkıntı kalmaz. Çünkü anayasa demek sistemde ittifak etmek demektir. Bu sistemde herkesi ittifak ettirirsen rahat edersin. Yoksa içten kaynar ve anarşi gibi devam eder.

Şimdi Türkiye’de yüzde 52 seçmeni olan AKP ne diyor? Evet yeni bir anayasa yapacağız ama parlamenter sistemi bitireceğiz. Bu da Başkanlık sistemi ya da geçiş dönemi olan Partili Cumhurbaşkanlığı ile olur.

Siz zaten fiilen bu sistemi uyguluyorsunuz, ve bu Türkiye’yi rahatlatmamış. Türkiye’de daha önce olmayan kavramları, husumeti, hainliği, terörü sokmuş. Demek ki kağıt üzerine bu uygulama geçse felaket olacak.”

İktidarın yaptığı kanunlarını eleştiren Prof. Karslı şöyle devam etti;” AKP çoğunluğa dayatarak bu sistemi uygularsa AKP gitse bile büyük sıkıntı devam eder. Hatta sırf anayasa için değil. Getirdikleri kanunlar için de geçerli. Çünkü AKP’nin kanunlarında objektiflik yok, taraftarlık var. Zamanında çıkardıkları milli eğitim reformu için şimdi Türkiye’de herkesin söylediği şu, “Türkiye’de eğitim faaliyeti yok”. Demek ki bunların çıkardığı kanunlarda kültür ve felsefe aramıyorlar, kendi kültür ve felsefelerini arıyorlar.
Hukuki düzenin en temel noktası Anayasadır. Milletin ittifak etmediği bir anayasa olacaksa şuan ki anayasa ona göre kat ve kat iyidir. Bir şekilde işler yürüyor. Sadece psikolojikmen insanları etkilediler.

HERKESİN İTTİFAK OLACAĞI BİR ANAYASA OLMALI

Bende 1982’de anayasaya hayır diyenlerdendim. Hayır diyen azınlığın içerisindeydim. Sadece bu sebepten dolayı hayır dedim, çok kötü olduğundan değil.. Eğer biz bir anayasa hazırlayacaksak birinci olarak herkesin ittifak olacağı bir anayasa olmalı. 82 anayasası gibi bir anayasa hazırlayıp herkese kabul ettiremezsiniz. Güneydoğu’da ki insanların taleplerini bir şekilde karşılamak zorundasınız. Ortak bir yol bulmamız lazım.
ikincisi, Sistem ne olacak? Şu anda AKP’nin dayattığı çare Başkanlık sistemi.. 80’den beri hukukun içerisinde biri olarak söylüyorum ki Başkanlık sistemi Türkiye’nin sosyolojik yapısına uymaz. ABD’nin sosyolojik yapısına uyar. Fransa’nın sosyolojik yapısına uyar. Çünkü oradaki insanlar sistemde ittifak halindeler. Biz Türkiye’de bu sistemde müttefik değiliz. Bu sistem birilerinin fikirlerine göre deccalizm sistemidir. Osmanlıyı yıkan, İslamı yıkan fikir ve felsefinin sistemidir.

Kuranların fikri ve felsefesi beni ilgilendirmiyor. İsterse Atatürk dini inkar etmiş olsun , benim için önemli değil benim için önem olan Cumhuriyeti kurmuş olması. Yol göstermesi, Ben günah tahsildarı değilim, bana düşen iyi tarafını alıp iyi yöne ilerletmek.
Bize düşen bu sistemin doğrusunu anlatmak. Bu deccalizm sistemidir diyenlere, siz 150 yıldır kandırılıyorsunuz, İslamın da şekil olarak ortaya koyduğu bir sistem yok. İslamın esası müzakere ve Hürriyettir. Cumhuriyetin esası da müzakere ve hürriyettir. Bize düşen doğruları insanlara, dindarlara anlatmaktır.

CUMHURİYET BİZİM EVİMİZ

Cumhuriyet bizim içinde oturduğumuz evimiz.Aklını yemeyen evini başına yıkmaz. Eğer bir düzen sağlamadan bu sistemi getirirseniz biz bu evi başımıza yıkıyoruz demektir. Korkum Başkanlık sistemi ismi bahaneleri ile bu sistemi Cumhuriyet sistemini kökünden kaldırmak..
Yeni Osmancılığı başımıza getirdiklerinden beri her şeyi kaybettik, mevcut sistemi de kaybettik, dış camiayı da kendimize düşman ettik. Avrupa’yı da dışladık, hep anlattığımız Kopenhag kriterlerini de unuttuk. Avrupa Fatihi diyorduk, şimdi ne Avrupa ne de fatihi kaldı. Şimdi geldik Kanuni Sultan Süleyman’la Mimar Sinan’a…
İslam alimleri ya yeniyi kabul edeceksiniz ya da dağılacaksınız der. Herkesi muhatap alıp derdimizi anlatmamız gerekiyor. Anayasa ve sistem böyle kurulur.

SİZ TÜRKİYE’DE NEYİ ANLATACAKSINIZ?

10 tane müslümanı bir araya toplayın her birinden ayrı fikir çıkar. 54 tane islam ülkesi var hiç biri aynı fikirde değilken siz Türkiye’de neyi anlatacaksınız?
Dolayısıyla inancımızın esası güzel ahlak, işi ehline vermek, adil olmak. Bunlar Cumhuriyetinde esaslarıdır. Bunları meç edip kardeşçe yaşamamız lazım.
Başkanlık sistemini bu memlekette referandumla geçiremezsiniz. Geçireceğini bilse Erdoğan zaten taviz vermez. Onun için bir adım atalım. Eskiyi yıkalım insanlar geriye dönemeyeceklerini anlayınca mecburen bir adım daha ileri adım atacak diyorlar.Türkiye’de hayallerle bir yere gidemeyeceğimiz belli.

Şimdi yapmamız gereken eski tecrübelerimizi kullanarak parlamenter sistemi devam ettirip, kuvvetler ayrılığı sistemini gerçekten kuvvetlendirip her kurum ve kuruluşun işine vazifesini yapmasına müsade edip hükümet için değil devlet için çalışmasını sağlamak. Cumhurbaşkanı da bu devletin kurumu. O da kendi vazifesini yapmalı, başkalarına müdahele etmeden görevini sürdürmeli.
Bundan sonra sıkıntılarımız artacak gidişat onu gösteriyor, Hayalleri bırakıp Türkiye için çalışmamız gerekiyor.
Bütün tarih şunu göstermiştir ki bir insan kendini merci gösterirse batar, Türkiye’de şuanda Cumhurbaşkanının durumu bu..

Muhalif kesimin kalbini tatmin etmek , çalışan bir iktidarın şuanda olmadığını söyleyen Karslı “Muhalif kesimin kalbini tatmin etmek için çalışan iktidar yok.Bir idareci işin görünürüne bakmaz insanların kalplerine de bakması lazım. Türkiye’de şuan da Muhalif kesimin kalbini tatmin etmek için çalışan iktidar yok. Bir idareci şahsi menfaatlerini bulaştırmışsa görevine o idareci kendini de iflah etmez, millete de zarar verir.” dedi.

BUNLARDAN VAZGEÇMELERİ LAZIM

Yeni anayasa yapılmasının yarar sağlayacağını belirten Karslı ,ancak yapılacak yeni anayasanın tüm insanların taleplerini karşılayan bir anayasa olması gerektiğini belirterek sözlerini şöyle tamamladı.

“ABD nasıl yurtdışında IŞİD’i bahane ederek PKK’ya YPG’ye teslim ediyorsa, Türkiye’de de Paralel bahane edilerek her yer mezheplik geleneğinden gelen fikirlere ve fesefelere teslim ediliyor. Yargı bir güvenlik kurumudur. Yeni anayasa olsun ama tüm insanların özellikle Güneydoğu’da ki insanların taleplerini de yerine getiren bir anayasa olmalı aksi halde Türkiye’nin 50 yıl altından kalkamayacağı bir sıkıntı meydana gelir.”